hollywood-smile- Teeth

İçindekiler

Gülüş Tasarımı (Hollywood Gülüşü)

Estetik kavramının hayatımızda önemli bir yer alması sonucu olarak gülüşümüzün de önemi artmıştır. “Estetik bir yüz” veya “güzel bir yüz ifadesi” dediğimizde ilk dikkat edilen unsurlardan birisi gülüşümüzdür. Gülüşümüzü oluşturan ana ögeler dişlerimiz, dişetlerimiz, dudaklarımız, yanaklarımız ve tabii tüm bu yapıların birbirleriyle olan uyumudur. Tüm bu kavramların ışığında, sağlıklı dişlere sahip olmak ile başlayan, tüm dokuların birbiriyle uyum içinde olduğu, belirlenmiş özel oranlara sahip bir tanım olarak “Gülüş Tasarımı” geliştirilmiştir.

Gülüş tasarımının çok keskin kalıpları yoktur, çünkü her insan farklıdır, dolayısı ile kişiye özel tasarlanan bir gülüş o kişiyi mutlu edecek ve estetik kılacaktır. Ana hatları ile bakacak olursak estetiğin vazgeçilmez kuralı olan “Altın Oran” kullanılarak oluşturulan diş oranları, aynı zamanda gülümseme veya konuşma sırasında dişlerin görünme oranları bizi doğru “Gülüş Tasarımına” götüren ayrıntılardır.

Hollywood Gülüşünde 4 Altın Kural

Son yıllarda Hollywood starları gülüşleri ile dikkat çekmeye başlamış ve “Hollywood smile” terimi ortaya çıkmıştır. Hollywood gülüşü için 4 altın kural vardır:

  • Dişler: Üst ön dişler düzgün ve herhangi bir görünen dolgu içermemelidir. Üst santral kesici dişler diğerlerine göre daha belirgin ve önde olmalıdır. Alt kesici dişler de gülüş esnasında görünmelidir. Üstte diş arkı geniş ve üst 1. büyük azıya kadar görünmelidir.
  • Dudaklar: Dudaklar simetrik olmalıdır. Dudakların simetrikliği dişlerden çok kaslar ile ilgili olabilir.
  • Diş eti: Üst diş etinin 2mm kadar görünmesi gerekir.
  • Dudak genişliği: Yüzün genişliğinin en az yarısı kadar olmalıdır.

Hollywood Gülüşünü Herkes Yaptırabilir mi?

Hollywood gülüşü hakkında birçok kişi “Ben de yaptırabilir miyim, olur mu?” şeklinde düşünüyor. Diş hekimleri, estetik diş tasarımları ve gülüş tasarımına dikkat çekerek yapılacak muayene sonrasında çoğu kişinin Hollywood gülüşü yaptırabileceğini belirtiyor. Genel muayene sonrasında tüm diş problemleri belirlenir, problem yoksa gülümseme estetiği uygulanır. Tedavinin süresi içeriğe göre değişebiliyor. 10 günlük gibi bir sürede genellikle belirlenen hedeflere doğru ulaşılıyor. Elbette diş hekimi ve hastanın durumu süreyi değiştirebilir.

Gülüş Tasarımındaki Tedavi Süreci Nasıldır?

Gülüş tasarımı kişinin tercihleri dikkate alınarak yapılacak işleme bağlı olarak uzun bir döneme yayılabileceği gibi, daha kısa sürede tamamlanabilir. Uygulanan ilk aşamada kişinin kendi ağız yapısı ve diş sağlığı hakkında bilgilendirilmesiyle başlar. Kişinin o güne kadar farkında olmadığı ya da olduğu her şey değerlendirilerek bilgilendirilme yapılır. Dişlerde olan kapanış sorunları ya da diş eti problemlerinin ileride neden olacağı ciddi sorunlar ele alınır. Bunlar ele alınarak, doğru bir planlama yapılıp hem arzu edilen görünüm, hem de iyileştirme için bir tedavi planı yapılır. Kişideki sorunlar sadece diş ve diş etlerini kapsıyorsa, birkaç haftada sonuçlar alınır.

Nasıl Yapılır?

Gülüş tasarımı için iki yöntem kullanılır.

Gülüş tasarımının başarılı olması için dişlerin sağlıklı olması şarttır.

İlk muayenede ağız sağlığı gözden geçirilir, sağlıksız dişler ya da dişetleri var ise tedavisi planlanır.

Estetik işlemler kısmında “Lamina”

Kişinin profesyonel dental fotoğraf/videoları çekilir. Mevcut dişlerinin kalıpları alınır.

Hastanın kendisinde nasıl bir gülüş hayal ettiğinin konuşulup belirlenmesi başarılı bir tedavinin kilit noktasıdır. Hasta ile hayalinde nasıl bir gülüş olduğu konuşulur.

Kayıt edilmiş olan resim/video üzerinde dijital analiz yapıldıktan sonra diş teknisyeni ile birlikte laboratuvar ortamında bir tasarım ve prototip maket hazırlanır.

İkinci randevuda tasarlanan prototip maket hastanın dişlerine transfer edilir. (Prototip tasarımı dişler üzerine uygularken dişlere herhangi bir işlem yapılmıyor olması bu sürecin önemli bir detayıdır). Prototip maketin uygulanması ile hasta gülüş tasarımının bitiş şeklini görebilmiş olur.

Hasta ve hekimin görüşleri alınarak gerekli görülen düzenlemeler yapılır. Boy/şekil ile ilgili düzenlemeler yapılır. Kişi kendine yakışan “Gülüşü” belirlemiş olarak işleme devam edilir.

Gerekiyorsa dişlerde ince aşındırmalar yapılır. Kalıp alınıp laboratuvarda porselen işlenme safhasına geçilir.

Bir sonraki seans hazırlanmış olan ince porselen lamina’lar dişlere yapıştırılır ve süreç tamamlanmış olur.

Estetik işlemler kısmında “Zirkonyum”

Zirkonyum kaplama, diğer bildiğiniz diş kaplama tedavileri ile benzer şekilde uygulanır. Diş kaplama tedavileri arasındaki en belirleyici fark, elbette kaplama için kullanılan malzemenin türüdür.

Tıpkı metal destekli kaplamalarda olduğu gibi, zirkonyum diş tedavisi uygulamasına geçilmeden önce kaplama yapılacak olan dişlerin üzerinde ufak düzeltmeler ve oynamalar yapılır. Bu düzeltmeler ile diş genellikle küçültülür ve kaplamayı tam olarak üzerine oturtabilecek şekilde bir form kazandırılır.

Dişlerde herhangi bir hasara sebebiyet vermeyen zirkonyum kaplama, özel olarak ölçüsü alınan ağız ve diş yapısına göre laboratuvar ortamında CAD/CAM teknolojisi ile üretime verilir. Dişe uygun renkte üretilen zirkonyum alt yapısının üzerine, porselen üst yapı işlenir ve klinik ortamda dişle uyumlanması sağlanır. Son aşamada ise özel diş kaplama yapıştırıcılarının yardımına başvurularak dişe yapıştırılır ve daimi olarak kalacak şekilde entegre edilir.

Ortodonti

Ortodonti; alt ve üst çeneler ile diş çapraşıklıklarının düzeltilmesi ile uğraşan bir diş hekimliği branşıdır. Çapraşık ve kötü konumlanmış dişleri temizlemek daha zor olduğu için, periodontal (dişeti) hastalıklara yakalanma ve diş çürüğüne bağlı olarak dişlerin erken kaybedilmesi riski vardır. Ayrıca çene kaslarında daha fazla baskıya neden olarak; Temporomandibular eklem bozukluklarına ve böylece baş ağrısına, sırtta ve omuzda ağrıya neden olabilirler.

Çapraşık dişler aynı zamanda görünüşünüzü de etkiler. Ortodontik tedavi ile daha sağlıklı bir ağıza, daha etkileyici bir görünüme ve daha uzun süre ağzınızda kalacak dişlere sahip olabilirsiniz.

Ortodontik Problemler Neden Oluşur

Alt çenenin önde ya da geride olması gibi bozukluklar hastanın yaşı göz önünde bulundurularak tedavi yöntemine karar verilir. Hasta ergenlik çağında ve alt-üst çene yapısının geride olması durumu mevcut ise ortodontik tekniklerle tedavisi mümkündür. Eğer hasta yetişkin ise, iskeletsel bozukların tedavisi ortodonti ve cerrahi işbirliği ile gerçekleştirilir. İşlevsel bozukluklara bağlı olarak, örneğin; ağız solunumu yapma gibi durumlarda çene uyumsuzluğu gözlemlenebilir. Ağız solunumu yapan bir kişide çenenin üst kısmı dar kalacağı için V formunda olacaktır.

Uzun süre biberon ve yalancı emzik kullanmış olma, parmak emme, tırnak yeme gibi yapılmaması gereken ve alışkanlık oluşturulmuş durumlar ortodontik bozukluklara sebebiyet verebilir. Bu alışkanlıklar mümkün olduğunca erken tedavi edilmiş olmalıdır.

Bu alışkanlıkların erken yaşta önlenecek olması, iskeletsel gelişimin tamamlanması açısından önem arz etmektedir.

Dilin yapı anlamında olması gerekenden büyük olması, çekilmiş diş boşluklarının mevcut olması gibi durumlar da dişlerde aralanmaya neden olur. Dişlerin tutunduğu çene yapısı küçük ve dişler büyük ise; dişler çeneye sığmaz ve çapraşıklık meydana gelir.

Yaşanan erken ya da geç süt dişi kayıpları da çapraşık dişlerin oluşmasına neden olabilir. Zamanından önce ağızdan düşen süt dişlerinin yerine, ağızda var olan daimi diş bu boşluğa kayar. Oradan çıkması gereken dişler ise kendisine yer bulamayacağı için çapraşıklık meydana gelir.

Ortodontik Tedaviye Başlama Zamanı ve Yaşı

Çocuğunuzun ilk ortodontik kontrolü yedi yaşından geç olmamalıdır. Bu yaşta dişler düzgün sıralanmış görünse de gizli bir kapanış problemi söz konusu olabilir. Bu problemlere işaret eden bazı ipuçları bulunmaktadır:

  • Dengeli olmayan yüz ve çene yapısı
  • Ağızdan solunum
  • Fonksiyonda (çiğneme, konuşma gibi) ve kapanışta zorlanma
  • Parmak emme, tırnak yeme, yanak ve dudak ısırma gibi kötü alışkanlıkların bulunması
  • Aşırı ileride veya geride konumlanmış çene yapıları
  • Önden konumlanmış dişler
  • Alt ve üst çenedeki dişlerin temas etmemesi veya normal olmayan bir şekilde kapanması
  • Süt dişlerinin erken ya da geç kayıpları
  • Çapraşık, yanlış yerde konumlanmış veya sürmemiş dişlerin varlığı

Dişlerin arka tarafına yerleştirilen apareyler ve teller sayesinde, fark edilmeden dişlerinizdeki çapraşıklık giderilebilmektedir. Yetişkinlere uygulanabildiği gibi estetik kaygı taşıyan okul çağındaki gençlere de tavsiye edilmektedir.

Devamı

Diş teli kullanmak istemeyen hastalar ise kişiye özel üretilen şeffaf plaklarla ortodontik tedavi görebilirler. Bu şeffaf plakları yemekler haricinde düzenli olarak kullanmaları yeterlidir.

Eğer bu yaşta bir problem saptanırsa, ortodontistiniz tedaviye başlamak için en uygun zaman konusunda sizi yönlendirecektir.

Bu dönemde teşhis edilen problemlerin erken tedavisi sonucu, mevcut anormali ya tamamen ortadan kaldırılabilir ya da ileri yaşlarda yapılacak ikinci faz ortodontik tedavinin, daha kolay ve kısa sürede tamamlanmasına yardımcı olunur.

Ortodonti Tedavisi

Ortodonti, diş hekimliğin bir uzmanlık dalıdır. Ortodonti tedavisi uygulayan doktora ortodontist denilmektedir. Ortodonti tedavi, alt ve üst çenede bulunan bozuklukları ortadan kaldırmak amaçlı uygulanmaktadır.

Çeşitli nedenlerden dolayı oluşan bozuklukları diş teli ile gidermek mümkündür. Daha önceleri genellikle estetik amaçlı uygulana tedavi, artık günümüzde ağız ve çene sağlığı açısından uygulanmaktadır. Son yıllarda ise insanlar daha da bilinçlenerek bu tedavi yöntemine yönelmiştir. Ortodonti tedavisi önem kazanmıştır.

Ortodontik Tedavi Süresi Nedir?

Ortodontik tedavinin süresi hastanın yaşına, problemin şiddetine ve yapılacak olan tedavi tekniğine göre değişir. Ancak hasta uyumu tedavi süresindeki en önemli faktördür. Eğer hasta randevulara düzenli geliyorsa, ağız bakımı iyiyse, braketler ve tellerini sık sık kırmıyorsa, verilen aparey, lastik, vb. düzgün kullanırsa minimum sürede tedavi tamamlanır. Planlama iyi yapıldıysa ve hasta da uyumluysa en şiddetli durumlarda bile tedavi süresi 2,5 yılı geçmemelidir. Ortalama tedavi süresi 1,5 yıldır. Diğer taraftan 1 yıl içerisinde biten tedaviler de vardır.

Ortodontik Tedavi Ağrılı Bir İşlem midir?

Uygulama seansı ve ara seanslar kesinlikle ağrısız ve basittir. Ancak, teller ilk takıldığında yanaklarda yaralar oluşabilir. Bu yaralar 1 hafta içerisinde kendiliğinden geçer ve genellikle tekrar oluşmaz. Nadir durumlarda (braket kopması, telin kırılması, vb.) tekrar yara oluşabilir. Bu gibi sorunlar hekimin küçük bir müdahalesiyle giderilebilir. Ayrıca hastalara ilk seans ‘batmaları engelleyen özel bir mum’ verilir ve hasta bu mumu telin acıttığı bölgeye yerleştirerek hekime gelene kadar geçen sürede oluşabilecek aşırı bir iritasyonu engelleyebilir.

Bunun yanında teller ilk takıldıktan sonra ve ara seanslar sonrası dişler sıkıldığında ve sert şeyler yendiğinde dişlerde sızı oluşur. Ancak bu sızı 3-4 gün içerisinde kendiliğinden geçer.

Sabit Ortodontik Tedavi Dişlerimi Çürütür Mü?

Ortodontik tedavinin dişleri çürütme gibi bir yan etkisi yoktur. Dişlerin çürümesi ağız temizliğinin yeterli miktarda sağlanmamasından ötürü ortodontik tedavi görülse de görülmese de ortaya çıkacak bir sonuçtur. Buradaki en önemli husus diş telleri ağzımızdayken temizliğe gösterilmesi gereken özendir.

Diş Çürüğü

Her insanın ağız boşluğunda bulunan bakteriler, alınan birçok gıda ile birleşerek ağızda asitlerin oluşmasını sağlar.

Bu oluşan asitler iyi bir ağız bakımı ile ağızdan uzaklaştırılamazsa, diş minesi zarar görür ve çürük oluşur. Kısacası, asitler dişin sert yüzey tabakasını yıprattığında çürük oluşur ve diş çürümesi dişlerinizde delikler oluşmasına neden olur.

Diş Çürüğü Nasıl Anlaşılır?

Çürük, diş hekimlerinin kavite olarak adlandırdıkları koyu renkli oyuklar şeklinde görülürler. Bazen çürük, ara yüzeylerde oluşabilir ve bu diş hekimi tarafından sond denen el aleti ya da röntgen cihazı ile teşhis edilebilir.

Çürükler genellikle dişin çiğneyici yüzeyinde ya da fırçanın ulaşamadığı ara yüzeylerde görülür.

Diş hekimine hasta genellikle ağrı, soğuk ve ya sıcak hassasiyeti tatlı-ekşi yediğindeki duyduğu ağrılarla gelir. Ancak ileri çürüklerde gece uykudan uyandıran ve hiç geçmeyen ağrılar görülebilir.

Diş Çürüğü Neden Olur, Belirtileri Nelerdir?

Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına ve diş hekimlerinin kavite dedikleri oyuklara neden olmaktadırlar.

Elbette diş çürüklerini tespit edebilmek ve ilerlemeden tedavisini gerçekleştirebilmek için belirtilerini de iyi bir şekilde tanıyor olmak gerekir. En belirleyici diş çürüğü belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Dişte hassasiyet
  • Dişte ağrı
  • Diş üzerinde çıplak gözle görünür bir delik
  • Dişte siyah ya da beyaz lekelenmeler

Tüm bunlara ek olarak ağzın farklı bölgelerinde yer alan dişlerin, farklı sebeplerden ötürü çürüyebileceği de bir gerçektir. Ön diş çürüğü genellikle aşırı derecede şekerli gıda tüketiminden meydana gelebilirken, arka diş çürüğü tedavi edilmezse diş kökünün de zarar görmesine ve diş sinirlerinin alınmak zorunda kalmasına bile yol açabilir. Kısacası ister küçük ister büyük bir diş çürüğü olsun, vakit kaybetmeden bir uzman doktora görünmekte fayda vardır.

Diş Çürüğünün Aşamaları Nelerdir?

1.Aşama: Dişin yüzeyinde görülen soluk renkli nokta delik olabilir. Florürlü diş macunu ile fırçalamak ve diş ipi kullanmak, çürüğe dönüşmesini önleyebilir.

2.Aşama: Delik artık çürüğe dönüşmüştür, çürük dişin sert yüzey tabakasını geçmiştir.

3.Aşama: Çürük artık dişin daha yumuşak olan tabakasına ulaştığından, daha hızlı büyüyecektir.

4.Aşama: Çürüğe dolgu yapılmazsa, dişin daha derin bölümlerinde daha büyük problemlere neden olabilir.

Diş Çürüğü Nasıl İlerler?

Çürük, dişin yüzeyindeki mine tabakasından başlar ve ilerleyerek dentin tabakasına erişir. Dentin, mineden daha fazla organik madde içerir. Bu nedenle çürük bu tabakada daha çabuk yayılır. Çürüğün ilerleme hızı, kişiden kişiye ve dişten dişe çok değişir. Unutulmaması gereken mine ve dentin dişin bir savunma organı olduğudur.

Diş Çürüğü Nasıl Önlenir?

Dişlerin düzenli olarak en az günde 2 defa (sabah ve akşam yatmadan önce) fırçalanması ve ara yüzeylerin temizliği için diş ipi kullanılması ile büyük oranda önlenir. Burada önemli olan ağızda gıda artığı bırakmadan etkin diş temizliği yapmak ve düzenli olarak diş hekimi kontrolüne gitmektir.

Periodontal Hastalıklar

Diş eti, ağzın zayıf bir bölgesidir. Gingivitten, periodontitise dişleriniz çok fazla hastalığa maruz kalabilir. Gingivit, bakteri varlığı sebebiyle diş etinde enflamasyon (iltihap) ortaya çıkmasıdır. İlk ortaya çıktığında ağrıya sebep olmaz. Tedavi edilmezse, diş etlerini ciddi şekilde etkileyen periodontite dönüşebilir ve hasta dişlerini kaybedebilir. İyi bir ağız hijyeninin sağlandığı durumlarda gingivit azaltılır ve oluşumu engellenir.

Dişeti Hastalıkları Neden Oluşur?

Her bireyde, bütün diş yüzeylerinde, diş aralarında ve diş–dişeti birleşiminde mikrobiyal dental plak adı verilen yumuşak bakteri tabakası birikimi gözlenmektedir.

Bu plak diş fırçası ve diş ipi ile yeterli şekilde uzaklaştırılamadığında zararlı bakteri türlerinin yaşamasına olanak veren bir ortam oluşur ve zararlı bakteriler giderek çoğalırlar. Bakterilerin ürettikleri zararlı maddeler diş etlerinde iltihaba ve dişlerin etrafını çevreleyen kemiğin erimesine neden olurlar. Ayrıca mikrobiyal dental plak zaman içinde sertleşerek diş taşına dönüşür. Pürüzlü yapıya sahip olan diş taşı üzerinde daha çok plak birikir ve dişeti hastalığının ilerlemesi hızlanır.

Sağlıklı Dişeti Nasıl Olur?  

Sağlıklı dişeti açık pembe renkli, mat, yüzeyi portakal kabuğu gibi pütürlü ve sert kıvamlıdır. Sağlıklı dişeti fırçalama veya dokunma ile kanamaz.

Belirti ve Semptomlar

  • Diş eti hastalığı ağrısız olabilir, bu nedenle aşağıdaki belirtilere dikkat etmek gerekir:
  • Fırçalama ya da diş ipi ile temizlik sırasında kolayca kanayan diş etleri
  • Şişmiş, kırmızılaşmış ya da hassaslaşmış diş etleri
  • Çekilmiş ya da dişten uzaklaşmış diş etleri
  • İnatçı ağız kokusu ya da ağızda kötü tat
  • Sallanan dişler
  • Dişlerin dizilişinde bir farklılık
  • Kısmi protezin (parsiyel protez) ağıza oturmasında farklılık
  • Diş ve diş etleri etrafında gözle görülür cerahat
  • Yemek çiğnerken keskin bir sızı
  • Soğuk ya da sıcağa aşırı hassas dişler

Dişeti Çekilmesi Nedir?

Dişeti çekilmesi, dişetinin kök yüzeyini açıkta bırakarak kök ucuna doğru yer değiştirmesidir. Dişeti çekilmesi görülen hastalarda dişlerde hassasiyet, kök çürükleri ve estetik sorunlar görülebilir.

Neler Dişeti Hastalığına Sebep Olur?   

Diş eti hastalığının temel nedeni bakteri plağı denen dişe sıkıca tutunan, yapışkan saydam bir tabakadır. Tırnağınızla dişinizin üzerini kazıyarak plağı fark edebilirsiniz. Plağın bir miligramında 200 ile 500 milyon arasında bakteri bulunur. Bunun yanı sıra aşağıdaki faktörler de dişeti sağlığınızı etkilemektedir.

  • SİGARA Hepimizin bildiği gibi sigara kanser, akciğer, kalp hastalıkları gibi birçok önemli rahatsızlıklara sebep olur. Tüm bunların dışında ağız içi mukozası ve dişetleri için de çok zararlıdır. Dişetlerinin yumuşamasına ve dişeti hastalıklarının gelişmesine neden olur.
  • GENETİK FAKTÖRLER Yapılan araştırmalara göre %30 oranında genetik bir yatkınlık vardır. Ayrıca ağız bakımının kötü olması ile dişeti hastalığının gelişme olasılığı 6 kat daha artar. Ailede dişeti problemi olan bir kişi var ise mutlaka bir dişeti uzmanına siz de muayene olun.

  • HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Hamilelik, puberte, menapoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde ağız hijyeninize ayrıca özen göstermeniz gerekmektedir. Diş etleriniz bu dönemlerde daha hassas olur. Diş eti hastalığına yatkınlık artar.
  • STRES Hipertansiyon, kanser gibi pek çok rahatsızlığın nedenlerinden biri olmasının yanında dişeti hastalıklarının da risk faktörlerindendir. Araştırmalar göstermiştir ki periodontal hastalıklarda dahil olmak üzere stres vücudun enfeksiyonla mücadelesini zorlaştırmaktadır.
  • İLAÇ KULLANIMI Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, kalp ilaçları ağız sağlığınızı etkiler. Bu yüzden bu ilaçlardan birini kullanıyorsanız lütfen diş hekiminizi uyarınız ve ağız hijyeninize ayrıca önem veriniz.

  • DİŞ SIKMAK VEYA GICIRDATMAK Diş ve dişeti arasındaki kuvvetin azalmasına neden olarak periodontal doku yıkımına sebep olurlar. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir.
  • DİABET-ŞEKER HASTALIĞI Diabet hastaları periodontal (diş eti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubuna girerler. Mutlaka rutin diş eti kontrollerini bir diş eti uzmanına (periodontolog) yaptırarak ağız hijyenlerine ayrıca özen göstermelidirler.
  • KÖTÜ BESLENME Vücudun, immun (bağışıklık) sisteminin zayıflamasına ve buna bağlı olarak, diş eti enfeksiyonu da dahil olmak üzere enfeksiyonlarla mücadelesinin zorlaşmasına neden olur.

Tedavi Nasıl Yapılır?

Tedavinin ilk basamağı dişler üzerindeki sert birikintilerin doktorunuz tarafından özel aletlerle uzaklaştırılmasıdır. Tedavinin başarıya ulaşabilmesi için hastalığa neden olan mikrobiyal dental plağın fırça ve diş ipi ile doğru teknikle nasıl temizleneceği size öğretilir. Basit dişeti iltihabında bu tedavi tek başına yeterli olabilmektedir. Bazı durumlarda ise büyümüş diş etleri lazer gibi son teknoloji cihazlar ile ağrısız, kanamasız ve dikişsiz olarak uzaklaştırılır. Tüm bu uygulamalar sonrasında hastalar dişeti sağlıklarının idamesi için 3-6-12 aylık kontrollere alınır. Hangi sıklıkla kontrole geleceğiniz hastalığın şiddetine ve bazı risk faktörlerinin varlığına göre hekiminiz tarafından size özel olarak belirlenecektir. Her kontrolde fırçalama ve ara yüz temizliğiniz yeniden değerlendirilecektir. Dişeti tedavisinin başarısı direkt olarak hastanın tedaviye uyumluluğu ve motivasyonu ile ilişkilidir.

Sağlıklı Dişler İçin Dikkat Etmeniz Gerekenler:

  • Her gün dişlerinizi doğru şekilde fırçalayın ve diş ipi kullanın,
  • Dengeli beslenin, boş kalorilerden ve çok yapışkan gıdalardan kaçının,
  • Kendi kendinizi muayene etmeyi öğrenin ve rutin olarak bunu yapın. Böylece herhangi bir ağız içi veya dişsel değişikliğin ilk sinyallerini yakalayabilirsiniz,
  • Senede en az iki kere diş hekimine gelerek kontrol ve diş taşı temizliği yaptırın.

Lazer Destekli Diş Hekimliği

Yakın zamana kadar diş hekimliği alanında sadece yumuşak doku ve diş beyazlatma işlemlerinde kullanılan lazer enerjisi, günümüzde hızla gelişen teknoloji ve bilimsel araştırmalar sonucunda çok daha aktif olarak kullanılır hale getirilmiştir.

Lazer ile sürtünme, ısı ve titreşim olmadığından ağrı hissedilmemektedi. Bu nedenle anestezi ihtiyacı büyük ölçüde azalmakta bazı tedaviler hiç anestezi yapılmadan bitirilebilmektedir.

Lazer ile yapılan cerrahi işlemlerde işlem sırasında hemen hemen hiç kanama olmamaktadır. Her cerrahi işlem sonrasında ortaya çıkabilecek şişme, komplikasyon ve rahatsızlık ihtimalleri ortadan kaldırmaktadır.

Implant uygulamalarında, diş çekimi sonrası hemen implant yapılması gerektiği durumlarda çekim bölgesinin lazer enerjisi ile steril hale getirilmesi sonucunda yapılacak imlantların başarısı artırılmaktadır ayrıca üst yapının (sabit diş) yapılabilmesi için gerekli olan cerrahi işlem (dişetinin açılarak implantın ortaya çıkarılması) lazer kullanılarak basitleştirilmekte ve zaman kazanılabilmektedir.

Devamı

Dişetlerinde genetik olarak hiper pigmentasyon (aşırı derecede mor renklenme) bulunan hastalarda 3 veya 4 seans boyunca lazer ile peeling yapılarak, bu sorun tamamen ortadan kaldırılabilmektedir.

Lazer kullanılan bölgelerde % 100 dezenfeksiyon ve sterilizasyon sağlandığı için tekrar enfeksiyon oluşması ve çürük başlaması riskleri ortadan kalkmaktadır.

Periodontal yani dişeti iltihaplarının tedavisinde de lazer destekleyici tedavi olarak kullanılmak da lazer enerjisinin ortamda yarattığı sterilizasyon sayesinde tedavi başarısı artmaktadır.

Her Yaş İçin Uygun Bir Tedavi Yöntemi Midir?

Acı, ağrı, iğne ve anestezi alma durumu olmadığı için diş hekimi korkusu olan her yaşta kişi için uygun bir tedavi şeklidir. Klasik yöntemde çocuklar işlem sırasında aletlerden çıkan seslerden ve iğneden korkabiliyorlar. Bu avantajları ile özellikle çocuk hastaların tedavisinde önemli kolaylıklar sağlamaktadır.

Lazer Genel Sağlığımız İçin Zararlı Mıdır?

Lazer iyonize olmayan bir ışıktır ve dokuda birikim yapmaz. Bu sebeple x-ışını gibi zarar verecek bir özelliği de yoktur. Uygun lazer dalga boyu kullanılarak doğru dozlarla kullanımı önemlidir. Hamileler, çocuklar ve kalp hastaları da dahil olmak üzere herkeste kullanılabilir.

Diş Beyazlatmada Lazer Desteği

Klasik yöntemlerle kıyaslandığında lazer, hem seans süresini kısaltmakta hem de beyazlatmanın kalıcılığını arttırır.

Lazerli Diş Tedavileri Tekrar Çürük Oluşumunu Engelliyor

Diş hastalığı olan kişilerden bir kısmı acı ve ağrı hissi nedeniyle, bazıları ise sadece işlem sırasında alet sesinden korktukları için diş hekimi koltuğuna oturmayı sürekli erteliyor. Ancak son yılarda öne çıkan “lazerli diş tedavileri” ile dişe temas etmeden ağrısız ve konforlu bir tedavi süreci geçirmek mümkün olabiliyor.

Avantajları Nelerdir?    

Lazer destekli implant uygulamalarında sadece implant uygulanacak olan bölgede işlem yapıldığı için operasyon sonrası iyileşme süresi kısadır.

Uygulama öncesi hastadan üç boyutlu bilgisayarlı tomografi alınarak implantın yerleşeceği kemik dokusunun genişliği ve derinliği hakkında tüm detaylar elde edilir.

Böylelikle operasyon esnasında herhangi bir sürprizle karşılaşılmaz ve operasyon kısa sürede neticelendirilir.

Tek diş eksikliklerinde lazer destekli implant uygulaması ile uygun kemik bulunduğunda implant hemen uygulanıp implant üzerine de CAD-CAM yöntemi ile seramik rekonstrüksiyon yapılarak iki saat gibi bir zamanda daimi dişi de yapıştırarak hastanın kullanımına sunulabilir.

Lazer ile Diş Hekimliğinde Ne Gibi Tedaviler Yapılabilir?

  • Delight Lazer ile ağız içinde sert ve yumuşak dokuları ilgilendiren her türlü tedavi yapılabilir.
  • Dişlerdeki çürük dokuların temizlenmesi,
  • Kemik içinde gömülü kalmış dişlerin çekiminde kemiğin uzaklaştırılması,
  • Kök ucu kistlerinin temizlenmesi,
  • Kök kanalı genişletilmesi ve dezenfeksiyonu, dişeti infeksiyonu tedavisi,
  • Estetik amaçlı dişetlerinin kesilerek diş boylarının uzatılması,
  • Dil ve dudak bağı kesileri, ağız içi aft ve ülser tedavisi, diş hassasiyetlerinin giderilmesi,
  • Diş etlerindeki hiper pigmentasyona bağlı renkleşmelerin giderilmesi lazer kullanılarak başarıyla yapılmaktadır.

İmplant Tedavisi

İnsan yaşamı boyunca ağızda var olması gereken dişler, yetersiz bakım, genetik faktörler gibi sebepler le çürük veya dişeti hastalığı sonucu kaybedilebilir. Bu kayıplar sonucu ağız içinde boşluklar oluşur ve çiğneme fonksiyonunda aksamalar başlar.

Sindirim sisteminin ilk basamağı olan çiğneme fonksiyonunun sağlıklı bir şekilde devam ettirilebilmesi için yıllar boyunca yöntemler geliştirilmiştir. Hareketli protezler, çiğnemeyi bir ölçüde sağlasa da kullanımının konforsuzluğu ve estetik sorunları beraberinde getirir.

Köprü sistemleri ise dayanak olarak kullanılan dişlerde belli ölçüde aşındırma yapılması sonucu az da olsa hasar oluşturmaktadır. Bu olumsuz sebeplerden dolayı kaybedilmiş dişlerin yerine geçecek olan implant sisitemleri ortaya çıkmıştır.

Diş implantlarında kaybedilmiş dişlerin köklerinin yerine konulan titanyum vidalar, destek olarak kullanılarak sabit veya hareketli protezler hazırlanarak hastanın çiğneme, fonetik ve estetik fonksiyonları tekrar yerine getirilir. İmplant uygulaması işleminde çok küçük bir cerrahi işlem uygulanır.

İmplant Nedir?

İmplant; eksik dişlerin yerine konması amacıyla, çene içerisine yerleştirilen çoğunlukla vida şeklindeki yapay bir diş köküdür. Çene kemiği titanyumu vücudun bir parçası olarak algıladığından, implantlar çoğunlukla titanyumdan yapılmaktadır ve implantların yüksek doku uyumu nedeniyle başarı oranı oldukça yüksektir. Diş hekimliğinde çok yaygın kullanım alanı bulma nedeni; tek diş eksikliklerinden, hiç dişi olmayan hastalara kadar, çok geniş bir yelpazede uygulanabilir olmasıdır.

Bu uygulama, komşu dişlere hiç müdahale edilmeden gerçekleştirilir. Gerek çiğneme hissinin normale en yakın olması, gerekse diğer dişlere müdahale etmeden tedavi imkanı yaratması; yaşadığımız yüzyılda implant içeren yöntemleri, en çok uygulanan tedavi yöntemlerinden biri haline getirmiştir.

İmplant Tedavisinin Başlıca Avantajları

  • Bitişik dişlerin kesmeye karşı korunması.
  • Eksik diş nedeniyle çene kemiğinin şekillenmesini önleme.
  • Köprü uygulamalarına kıyasla daha kolay dental koruma.
  • Her porselen dişin doğal dişler gibi benzersiz olmasını sağlama avantajı, bu da diş hijyeni düzenlemesini daha yüksek yapar.
  • Mandibular alt çenenin tutulmasını arttırır.

İmplant Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?

İmplant tedavisi 18 yaş üzeri, çene ve yüz gelişimini tamamlamış bireylere uygulanır. Tedaviden önce çene yapısının implanta uygun olup olmadığı çekilen röntgenlerle tespit edilir. Şeker hastalarında tedaviden önce hastalığın düzene girmiş olması gerekir. Kan sulandırıcı ilaç kullananlarda tedaviden önce ilaçlar kesilir. Kemik erimesi olanlar uygun tedavi aldıktan sonra implant tedavisi görebilirler.

İmplant Tedavisi Kararını Ne Belirlemektedir?

  • Hastanın genel tıbbi durumu
  • Hastanın yaşı
  • Eksik dişten kaynaklanan boşluk
  • Çene kemiğinin ses yeterliliği
  • Çene kemiğinin yoğunluğu
  • Ağız sağlığı
  • Sigara içmek

Günümüzde dental implant uygulamaları, özenli ön analizler, hassas uygulama teknikleri, sterilizasyon ve bakım sonrası tedavi ile bir araya gelerek uygun bir tedavi almanın en kolay yoludur.

İmplant Uygulaması Nasıl Yapılmaktadır?

İmplant tedavisi hastaya hafif bir sedasyon verilerek yapılır. İşlemden önce detaylı muayene ve röntgen gereklidir. Çene kemiklerinin ve kalan dişlerin ölçüsü alınır. Dental implantların yerleştirilmesi için iki seçenek vardır. Tek aşamalı işlemde implant yerleştirildikten sonra geçici başlık takılır. İki aşamalı işlemde ise dental implant takıldıktan sonra üzeri diş eti ile kapatılır ve iyileşmeye bırakılır.

Protez başlıklar daha sonra takılır. Her iki durumda da geçici bir köprü yerleştirilir ve alt çene için 3 ay, üst çene için altı ay iyileşme süreci beklenir. Bazen dental implantların üzerine yeni yapılan dişler hemen takılabilir. Dental implantla hasta güvenle gülebilir ve yemek yiyebilir.

Zirkonyum implantlar, titanyumdan yapılmış implantların direncini artırmak için yapılmış yeni kuşak implantlardır. Özellikle dar çene kemiğinde dayanıklılığı artırmak için kullanılır. Titanyumdan dayanıklılık haricinde farkı yoktur.

Zirkonyum aynı zamanda diş kaplamasında da kullanılmaktadır.  Zirkonyum doğal dişe yakın beyazlıktadır ve ışığı yansıtır. Bu nedenle dayanıklılık yanında estetik açıdan da kullanışlıdır. Aşınma yapmaz ve ağızda metal tadı bırakmaz. Zamanla renk değişikliği oluşmaz. Vücuda zararı yoktur.

Tedavi Sonrası

Tüm diş tedavilerinde olduğu gibi implant tedavisinde de ağız hijyeni çok önemlidir. Yapılan işin ömrü ağız hijyeniyle yakından ilgilidir. İmplant tedavisi görmüş bir kişinin ağız hijyenine ileri derecede özen göstermesi gerekir. Ağız hijyeni yetersiz bireylerde iler ki yıllarda implantın kaybedilme olasılığı yüksektir.

Ağrılı Bir Tedavi Midir?

İmplant yerleştirilirken uygun aneztesi yöntemlerine başvurulur. Bu sebeple kişi kesinlikle ağrı ya da acı duymaz. Kişinin tercihine ve durumuna göre genel ya da lokal aneztesi yapmak mümkündür. Çoğunlukla implantın yapıldığı akşam, kişi hafif bir ağrı duyabilir ancak düşük dozda ağrı kesicilerle bu ağrı giderilmektedir.

İmplantlar, Vücut Tarafından Kabul Edilmezse?

İmplantlar, vücut tarafından reddedilmeyecek ve alerjik reaksiyonlara sebep olmayacak malzemelerden üretilmiştir. Bu sebeple de uzun yıllar boyu araştırılmış, uzun yıllardır yapılan çalışmalar ürünüdür. Genellikle titanyumdan üretilirler. Titanyum gibi metaller, canlı organizmanın parçası olmaz ve vücut tarafından reddedilemez.  Bu sebeple de vücudun bunlara karşı antigen üretmesi, kalp ve böbrek transplantlarında olduğu gibi reddetmesi söz konusu olan bir durum değildir.

Diş Çekimi Sonrası İmplant Yapılabilir Mi?

Çoğu durumda implant yapılacak bölgedeki kemik yapısı uygun ise diş çekiminden hemen sonra çok rahat implant yapılabilir. Genelde bu işlem sonrası bölgede kemik tozu ilavesi ile implant desteklenir.

İmplantın Markası Önemli mi? İmplantın Kalitelisi Olur Mu?

İmplant firmasının çok uzun süredir piyasada olması birçok tecrübeyi beraberinde getirir. Firmalar bu tecrübeleri implantlarına yansıtarak implantların en iyi şekilde hizmet etmesini sağlar. Ayrıca implantların ara parçası olarak adlandırılan birçok farklı amaçlı parçalarında rahat bulunabilmesi o implant için bir avantajdır. İmplant markasının tedaviyi yapan hekimin güvendiği bildiği ve tecrübesinin olduğu kalite belgeli ürünler olması önemlidir. Birçok iyi özelliği bir arada bulunduran implanta, kaliteli implant diyebiliriz.

Çin menşeili implantlar alt çenede uyumsuz olduğu gözlemlenmişti. Bu sebeple tedavilerimizi Çin menşeili ürünler ile yapmamaktayız.

İmplant tedavisinde dünyaca önde gelen ülkeler: İsviçre, Amerika, Almanya ve Türkiye’dir.

Başarılı Bir İmplant Markasında Aranan Özellikler Nedir?

  • Piyasada var olan implant markaları içinde “lider” konumunu taşımak dediğimiz şey, birden çok olumlu kriteri kendi bünyesinde taşımak ve bunun devamlılığını sağlamak şeklinde özetleyebiliriz.
  • Dünya çapında bir marka olmak, başka sektörlerdeki tüm markalarda olduğu gibi dünya çapında marka olduğunu ispatlamakla mümkündür.
  • Özgün olmak, var olanla yetinmeyip kendisini özgün kılacak dizayna sahip olmak.
  • Ürettiği implantların uygulayıcıları olan hekimlerin “eksiklik” diye tarif ettiği kriterlerin üstüne gitmek ve bunları değiştirip geliştirmek.
  • Dünya çapında bir vizyon ve dağıtım ağına sahip olmak.
  • Çeşitli ülkelerde bu vizyonu taşıyabilecek distribütörlere sahip olmak.
  • Her sene hekimlere yönelik bir çok bilimsel sempozyum-kongre- konferans düzenlemek ve bu bilimsel toplantıların ışığında geleceğe bakmak.
  • Kalıcı olmak, hekimlere ve hastalara kalıcı olduğunun güvenini vermek.
  • Bu işe yeterli sermaye ayırıp, her dönem ve her zamanda sermayesinin önemli bir kısmını yatırıma harcamak.
  • Bünyesinde deneyimli, yaratıcı teknisyenler, mühendisler, kimyagerler, Bilim insanları bulundurmak ve bu insanlara her türlü olanağı yaratmak.

Gingivoplasti (Diş Eti Şekillendirme)

Gülerken diş etlerinin baskın görünmesi (gummy smile), pek çok kişinin gülümsemeye çekinmesine neden olabiliyor. Gülüşün estetik açıdan tatmin edici olması, beden dilimizle kendimizi ifade etmemiz ve sosyal hayatımız açısından büyük önem taşıyor. Bu sorunun nedenleri arasında; kısa dişler, uzun üst çene yapısı, aşırı çalışan gülme kasları, burnun dudak şekline olan etkisi gibi faktörler yer alıyor.

Diş etlerinin fazla görünmesinden rahatsız olunduğu durumlarda, gingivektomi ve gingivoplasti uygulamalarının desteğiyle bu sorun ortadan kaldırılabiliyor. Bunun yanında, diş boylarının uzatılması planlanmışsa, gingivoplasti ya da gingivektomi uygulamalarının her ikisi birden de yapılabiliyor.

Diş Eti Estetiği Yaptırmanın Avantajları Nelerdir?

Diş yapısını bozan ve diş kayıplarına sebep olabileceği için diş eti rahatsızlıklarının tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Diş kayıplarını önlemenin yanı sıra diş eti estetiği sayesinde;

  • Diş iltihaplarının oluşması önlenir,
  • Dişlerin olması gerektiği şekilde dizilimi sağlanır
  • Estetik kaygılardan kurtulup sosyal ve mesleki hayatınızdaki olumsuz etkiler ortadan kalkar,
  • Dişlerinizin ihtiyacı olan dokular daha sağlıklı hale getirilir,
  • Diş etlerinde oluşan kanamalar ve ağız yaralarının önüne geçilir

Diş Eti Şekillendirme     

Diş eti şekillendirme işlemi genellikle estetik bir işlem olup uzman periodontologlar tarafından yapılmaktadır. Yapılan bu operasyon ile amaçlanan, diş etlerini istenilen şekle getirebilmektir. Genellikle gülüş esnasında görünen diş etinden rahatsızlık duyulması, diş boylarında görülen eşitsizlik sebepleriyle diş eti şekillendirme işlemi yapılabilir. İşlem yapılmadan önce kişinin diş ve diş etlerinin durumunun sağlıklı olması önemlidir.

Örneğin; diş etinde şişlikler ya da kanama var ise, diş eti şekillendirme tedavisinin sonucu öngörülememektedir. İşlemin yapılabilmesi için öncelikle dişlerde veya diş etlerindeki mevcut rahatsızlıklar tedavi edilmeli ve hastanın diş etleri, şekillendirme işlemine uygun hale getirilmelidir. Süresi ve zorluk seviyesi, kaç dişe şekillendirme yapılacağına göre değişiklik göstermektedir. İşlem, genellikle 15 dakika ve 1 saat arasında sürmektedir. Lazer destekli diş eti şekillendirmesinde vakalarının büyük bir kısmında anesteziye gerek kalmaz.

Gingivoktemi Nasıl Yapılır?

Hastanın hastalıklı dişlerinden öncelikle plak ve taşlar kullanılan bazı malzemeler yardımı ile temizlendikten sonra anestezi ile dişler uyuşturulur ve tedavi uygulanır. İşlem, diş sayısına göre 1 dakika ile 1 saat arasında uzayabilmektedir. İşlem yapıldıktan sonra hastanın ağız ve çevresini temiz tutması gerekmektedir. Hızlı iyileşme sağlamak için koruyucu bandaj kullanılabilir ve diş ipi veya diş fırçası kullanılmamalıdır.

Gingivektomi Teknikleri        

  • Cerrahi gingivektomi.
  • Lazer cerrahisi.
  • Chemocerrahi gibi yöntemler kullanılmaktadır.

Gingivoplasti Nedir?

Gingivoplasti, diş çevresindeki sağlıklı diş eti dokularının şekillendirilmesi işlemidir. Estetik kökenli olan bu uygulama bazı durumlarda gingivektomi sonrasında da uygulanabilir. Boyu uzatılan dişlerin ve fazla görünen kısımların alınmasından sonra diş etlerine gingivoplasti ile yeniden şekil verilir. Böylece gereken simetri sağlanarak, dişlerin daha muntazam görünmesine imkân verilir.

Gingivektomi ve Gingivoplasti Nasıl Yapılır?

Öncelikle diş taşlarınız ya da plaklar var ise mutlaka temizlenmiş olmalıdır. Lokal anestezi ile dişetleriniz uyuşturulur. Bazı özel cerrahi aletleri, koter ya da lazer gibi cihazlarla hekiminiz dişetlerinize daha önce planlanan şekli verecektir. Gingivektomi, işlem yapılacak diş sayısına göre birkaç dakika ile 1 saat arasında sürebilir. Gingivoplasti ise birkaç dakikalık bir işlemdir.

Gingivektomi ve Gingivoplasti Sonrası

İşlem sonrası zor bir dönemi yoktur. Hekim tavsiyelerine uyulduğu sürece herhangi bir sorun yaşanmaz.

Dişetlerinizin üstüne periodental pat denilen bir pat konulur. Ortalama 5-7 gün dişetlerinizin üzerinde kalabilir. İşlem sonrası günlük yaşantınızda kısıtlama yapmak zorunda kalmazsınız. Ancak bazı kriterlere dikkat etmeniz gerekecek.

İyileşme periyodu sırasında, ağız içi temiz tutulmalıdır. Çok aşırı sıcak –soğuk ve baharatlı yiyeceklerden bir hafta dikkat edilmelidir.

Hekiminizin reçete ettiği gargara ya da gerekli görmüşse yazdığı ilaçları kullanın.

Dişetlerinizi yine hekiminizin gösterdiği şekilde çok yumuşak diş fırçası ile fırçalayın. Diş ipi ya da ara yüz fırçasını mutlaka kullanın.

Ardından gargaranızı söylenen şekilde kullanın ve gece diş sıkma alışkanlığınız var ise mutlaka gece koruyucu plaklarınızı takın.

Devamı

Aspirin gibi kanı sulandırıcı ilaçlar almayın.

Dişetleriniz 3-4 haftada iyileşir. Ancak dokuların tamamen son halini alması 2-3 ayı bulacaktır.

48 saat süresince sızıntı şeklinde kanama olabilir.

İşlemden sonra varsa eski kronlarınız ya da köprüleriniz yeni dişeti şekline göre değiştirilmesi gerekir.

Gingivektomi sonrası laminate yapılması gerekebilir. Hekiminiz size önceden bilgi verecektir.

Operasyon Sonrası İyileşme Süreci Ne Kadardır?

Lokal anestezi uygulanarak gerçekleştirilen tedavi sırasında acı hissi yaşanmaz. Operasyon sonrası ortaya çıkabilecek ağrılar için doktor tarafından belirlenen ağrı kesiciler kullanılabilir.  Tedavilerde genellikle lazer uygulamaları kullanılıyor ve kanama olmadığı için iyileşme süreci diğer tedavi yöntemlerine göre daha hızlı oluyor. Diş eti estetiğinde iyileşme süreci ortalama 10-14 günde tam olarak gerçekleşir.

Diş Eti İltihabı (Gingivitis)

Paylaş
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp
Share on email

Küçük dokunuşlar, büyük farklar ...
Aklında tut; Meme Estetiği, Botoks Enjeksiyonu, Çene Estetiği, Dudak ve Yüz Dolgusu, Karın Sıkılaştırma, Kozmetik Cerrahi, Burun Estetiği, Kol Germe, Göz Altı Morlukları gibi küçük dokunuşlar yaşam kalitenizde büyük farklılıklar yaratır.

Doktorunuza Sor..

Formu doldurun ve neyle ilgilendiğinizi bize bildirin.
Turkey Istanbul Medical Logo

Mükemmelliğe kendimizi adadık

Hastalarımıza tedavi için ihtiyaç duydukları bilgileri ve faydalı tıbbi tavsiyeleri veriyoruz ve gerekli işlemleri yürütmede kararlar alıyoruz, Ameliyat olsun ya da olmasın. Sertifikalı doktorlarımız hastalarımıza hizmet vermeye adamıştır.

MON-FRI10:00 – 20:00
Saturday10:00 – 17:00
Sunday12:00 – 17:00

TIM LLC .Licence No: A – 7042
Inonu Mh. Cumhuriyet Cd. No : 105/1 
Şişli / ISTANBUL / TURKEY