bosaltim-sistemi

İçindekiler

Üriner Enfeksiyon (İdrar yolu enfeksiyonu)

Üriner Enfeksiyon (İdrar yolu enfeksiyonu) Nedir?

İdrar yolu enfeksiyonu, idrar yollarında ortaya çıkan çeşitli iltihabi durumlara verilen addır. Daha sık olarak alt idrar yollarında baş gösterir. Alt idrar yolu enfeksiyonlarında iltihabi durum, idrarın böbreklerden dışarıya taşındığı mesane ve üretra adı verilen idrar yolu kısmında görülür. Mesanede ortaya çıkan idrar yolu iltihabı sistit olarak adlandırılır. Sistit alt idrar yollarında ortaya çıkan enfeksiyonun en sık gelişme şeklidir. Alt idrar yolu enfeksiyonları genellikle zararsızdır.

Üst idrar yolları, böbrekler ve böbrekleri mesaneye bağlayan üreter adı verilen kanaldan oluşur. Bu kısımda meydana gelen enfeksiyonlar daha tehlikelidir.  En sık olarak üreterlerin böbreklerle birleşme yeri olan renal pelviste görülür ve bu bölgenin iltihabı piyelit olarak adlandırılır.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Neden Olur?

İdrar yolu iltihabında altta yatan neden çoğu durumda bakterilerin neden olduğu bir enfeksiyondur. Bunlar sıklıkla üretradan tırmanarak yükselir ve ağırlıklı olarak kişinin kendi dışkısından kaynaklanan Escherichia coli türündeki bağırsak bakterileridir. Daha nadir olarak gonokok ve klamidya gibi cinsel yolla bulaşan bir patojen, virüs ya da mantar da etken olabilir.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?

İdrar yolları enfeksiyonu belirtileri tipik olarak idrar yaparken yanma veya sık idrara çıkma şeklinde kendini gösterir. Fakat herhangi bir belirti vermeksizin de görülebilir. Sıklıkla görülen idrar yolu enfeksiyonu belirtileri;

  • İdrarda yanma ya da ağrı,
  • Sık sık idrara çıkma ihtiyacı,
  • İdrar debisinde zayıflama,
  • İdrarı tutmada güçlük,
  • İdrarda kan,
  • Alt karın bölgesinde ağrı şeklinde sıralanabilir.

Böbrek tutulumunun olduğu üst idrar yolu enfeksiyonlarında;

  • Böbrekte hassasiyet,
  • Yan ağrısı,
  • Ateş,
  • Bulantı / kusma,
  • Genel halsizlik gibi belirtiler de görülebilir.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi Nasıl Olur?

Alt idrar yolunun komplikasyonsuz iltihapları kolay tedavi edilebilir ve zamanında müdahale ile hızlı iyileşir. Komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonlarının %30 ila 50’si kendiliğinden ve hasar bırakmadan iyileşse de, rahatsız edici klinik semptomları daha hızlı azaltmak ve patojenleri tamamen yok etmek için ağızdan antibiyotik tedavisi önerilmektedir. Ayrıca idrar yollarında, böbrek tutulumu ile birlikte gelişen enfeksiyonlar, erken dönemde tedavi edilmezse kalıcı hasara yol açabilir.

  • İdrar yaparken ağrı veya yanma hissi varsa, sadece kesik kesik yapılabiliyorsa, kan içeriyorsa veya sonradan ciddi karın ağrısı eklenirse mutlaka doktor ziyareti önerilir.
  • Komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonu tedavisi genellikle antibiyotikle yapılır.
  • Antibiyotik aldıktan sonra, iltihap birkaç gün içinde gerilemeye başlar.
  • Antibiyotiklere ek olarak, ağrı kesici veya spazm çözücü ilaçlar da kullanılabilir.
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları yüksek dozda antibiyotik tedavisi gerektirir.
  • Gebeler, şeker hastaları, bağışıklığı baskılanmış kişiler ve çocuklarda tedavi şartlara uygun olarak planlanır.

Ağrılı Mesane Sendromu  (İnterstisyel Sistit) Nedir?

Kronik sistit türüdür. Bu türünde mesane çeperi önemli ölçüde kalınlaşmakta ve mesanenin çalışma kapasitesini sınırlamaktadır. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, idrar kesesini döşeyen ve idrarın daha içerideki tabakalara geçmesini engelleyen örtünün çeşitli nedenlerle hasar görmesi ve idrarın iç tabakalara nüfus ederek iltihaba neden olması olarak açıklanabilir.

Ağrılı Mesane Sendromu (İnterstisyel) Sistit Belirtileri Nelerdir?

  • Sürekli idrara çıkma ve az gelmesi durumu
  • Cinsel ilişki sırasında oluşan ağrılar
  • İdrar yapma durumu olmazken dahi devamlı vajinada, idrar yolunun içinde, “çatı” tabir edilen leğen kemikleri arasındaki bölgede ağrı ve yanma hissi
  • Cinsel ilişkiden 2-24 saat sonra başlayabilen ağrı

Teşhis Nasıl Konur?

  • İdrar günlüğü,
  • İdrar tahlil ve kültürü,
  • Jinekolojik muayene (bu tanı koymada tecrübeli üroloğun çok işine yarayan bir yöntemdir),
  • Genel ya da bölgesel anestezi altında Endoskopi (Sistoskopi) ile mesane iç yüzeyinin görüntülenmesi.

Endoskopi (Sistoskopi)

Bu teşhiste en önemli yöntemlerden biridir. Genel ya da bölgesel (belinden aşağısını uyuşturarak) anestezi altında kamera ile idrar kesesinin içini görebiliyor ve en önemlisi idrar kesesinin anestezi altındaki gerçek hacmini (kapasitesini) ortaya koyuyoruz. Eğer kapasite olması gerekenden (1000-1200 ml) düşükse teşhise gidiliyor. Endoskopi yapmanın en önemli avantajlarından biri de anestezi altında idrar kesesini şişirerek azalmış kapasiteyi artırmak.

Nasıl Tedavi Ediliyor?

Genellikle ağrı kesiciler hiç fayda sağlamıyor. İdrar kesesi içine ilaç uygulamaları ve filler uygulamaları, mesane kapasitesini büyütücü ameliyatlar.

 

Hiperaktif Mesane (Aşırı aktif mesane)

Aşırı Aktif Mesane Nedir?

Aşırı aktif mesane; idrar torbası (mesane) kasının istemsiz kasılmaları sonucu gelişen ve sosyal yaşamı ileri derecede etkileyen bir hastalıktır. Normal şartlarda mesanedeki idrar belli bir hacme ulaşmadan işeme isteği vermez. Fakat aşırı aktif mesane durumunda ise durum farklıdır. Bir çay bardağı idrarı bile çok ciddi sıkışmış gibi hissetme hatta idrara yetişemeden kaçırma durumu görülebilmektedir.

Aşırı Aktif Mesane Semptomları Nelerdir?

İdrar depolama semptomlarıdır. Depolama semptomları şunlardır:

  • Ani idrar yapma ihtiyacı ve bunun erteleyememe sıkıntısı
  • İstemsiz idrar kaçırma
  • Normalden daha sık idrar yapma ihtiyacı
  • Gece idrar yapma ihtiyacı ile uyanma

Aşırı Aktif Mesane Semptomlarının Nedenleri?

Bazı insanlar, mesanelerinde ani ve spontan kasılmalar yaşarlar. Bazı insanlar mesane dolumunu daha hassas hissederler. Bazı vakalarda böbrekler gece daha fazla idrar üretir. Bu noktüriye neden olur. Bu durum ileri yaş ve belli tıbbi durumlarla ilgili olabilir. Bazı kişilerin daha küçük mesaneleri vardır ve daha çabuk dolar. Bu durum çok sık değildir.

Doktorunuzun kullanabileceği terimler

  • Ani idrar sıkışması ertelenemez: İdrar yapma ihtiyacı, idrar kaçırma korkusuna sebep olur.
  • Ani inkontinans: Tuvalete yetişememe sonucu idrar kaçırma
  • İdrar yapma sıklığı: Daha sık aralıklarla idrar hissi genellikle günde 8 kez den fazla
  • Noktüri: Gece 1-2 kez idrar yapma ihtiyacı ile uyanma
  • AÜSS (alt üriner sistem semptomları): Üriner sistemi etkileyen semptomların tümü için kullanılan bir terimdir.

Aşırı Aktif Mesane Tanısı

Doktor semptomlarınızın nedenlerini anlamak için bir takım testler isteyebilir. Öncelikle doktor veya hemşire, hastalığınızla ilgili tıbbi geçmişinizi alacak ve fizik muayenenizi yapacaktır. Eğer ihtiyaç varsa başka testler yapabilir.

Tıbbi geçmiş

Doktor detaylı tıbbi geçmişinizi alacak ve semptomlarınız hakkında sorular soracaktır.

  • Ne kadar süredir semptomlarınız olduğunu söyleyiniz
  • Aldığınız ilaçların listesini yapınız
  • Daha önce geçirdiğiniz cerrahi müdahalelerin listesini yapınız
  • Diğer sıkıntı duyduğunuz hastalıklardan bahsediniz
  • Hayat tarzınızı tanımlayınız (egzersiz, sigara, alkol ve diyet gibi)
  • Fizik muayene

Doktorunuz veya hemşireniz fiziksel muayenenizde şu noktaları incelerler:

  • Karnınız
  • Genital bölgeniz
  • Sırtınız
  • İdrar testi

Test için idrar vermelisiniz. Bu test üriner enfeksiyon ve idrarınızdaki az miktarda kan ya da şekeri gösterebilir.

Aşırı Aktif Mesane Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Birçok hasta ilaç tedavisiyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. İlaç tedavisiyle birlikte davranışsal tedavilerin desteklenmesi de başarı oranlarını önemli oranda arttırmaktadır.

İlaç Tedavisi: Tedavide ilaçlar yaygın olarak kullanılmakta olup, etkinlik ve güvenilirliği kanıtlanmış ilaçlardır. İdrar kaçırmayı önleme açısından değerlendirildiğinde etkinlikleri %60-%75 arasındadır.

Davranış Tedavisi: İdrar tutucu kas egzersizleri, sıkışmayı baskılama teknikleri, idrar söktürücü ilaçların alınma zamanını değiştirmek ve hastayı kilo verme konusunda yönlendirmekten oluşur.

Endoskopik tedavi (Mesane içi botilinum toksin uygulaması) : İlaç tedavisine dirençli aşırı aktif mesane hastalığı varlığında ve şikayetleri nedeniyle hayat kalitesi bozulan hastalarda idrar torbası içerisine botilinum toksin uygulaması yapılabilir. Etkisi 6-8 ay aralığındadır. Bu nedenle tedavinin tekrarı gerekebilir.

Mesane Kanseri

Mesane Kanseri Nedir?

Mesane kanseri, vücuttaki idrarı depolamakla görevli idrar kesesi olarakta adlandırılan mesane içerisindeki hücrelerin anormal şekilde büyümesiyle oluşur.  Mesane içerisindeki hücreler, olması gerektiği gibi büyüyüp bölünmektense kontrolsüz şekilde büyümelerine ve ölmemelerine sebep olan mutasyonlara uğrarlar. Bu anormal hücreler mesanede tümör oluşmasına sebep olabilir. Bu tümörler iyi huylu mesane tümörü olabileceği gibi kanserli hücreler içeren kötü huylu mesane tümörleride olabilir.

Mesane Kanseri Nedenleri Nelerdir?

Mesane kanserinin sebepleri aşağıdakileri içerir:

  • Sigara ve diğer tütün ürünleri kullanımı
  • Kimyasallara maruz kalmak, özellikle kimyasallara maruz kalmayı gerektiren bir işte çalışmak
  • Geçmişte radyasyona maruz kalmış olmak
  • Mesane iç duvarının kronik tahrişi
  • Mesane kanserine neyin sebep olduğu her zaman açık değildir ve mesane kanseri olan bazı kişilerin hiçbir belirgin risk faktörü bulunmamaktadır.

Mesane Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?

Günümüzde yüzeysel ve yavaş ilerleyen mesane tümörlerinin genetik yatkınlığından söz etmek mümkündür. Birçok tümör baskılayıcı genin inaktivasyonu mesane kanseri oluşumunda rol oynadığı bildirilmektedir.

Mesane kanserine karşı;

  • Genetik yatkınlığı olanlar,
  • Sigara içenler,
  • İleri yaştakiler,
  • Erkekler,
  • Yağlı ve kızarmış yiyecekleri aşırı tüketenler,
  • Kimyasal madde, boya, lastik, deri sanayinde çalışan işçiler,
  • Kuru temizleyici, kağıt sanayi, petrol sanayi, kozmetik sanayi, diş teknisyenliği, gaz ve alüminyum sanayinde çalışanlar
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu geçirenler,
  • Uzun süre mesane taşı hastalığı olanlar,
  • Uzun süreli sonda veya kateter takılanlar,
  • Mesane bölgesine yüksek doz ışın tedavisi uygulananlar (risk 4 kat artmaktadır),
  • Kemoterapi uygulamaları görenler risk altındadır.

Mesane Kanseri Belirtileri   

Mesane kanseri belirtileri ve semptomları arasında şunlar olabilir:

  • İdrarda kan (hematüri)
  • İdrarı yaparken ağrı
  • Pelvik ağrısı

Hematüreniz varsa, idrarınız parlak kırmızı veya kola renkli görünebilir. Bazen idrar farklı görünmeyebilir, ancak idrardaki kan idrarın mikroskopik muayenesinde tespit edilebilir.

Mesane kanseri olan kişiler aşağıdaki belirtileri de yaşayabilir:

  • Sırt ağrısı
  • Sık idrara çıkma

Ancak, bu belirtiler genellikle mesane kanseri dışında bir durum yüzünden ortaya çıkar.

Mesane Kanseri Türleri 

Mesane kanseri türleri şunlardır:

Ürotelyal karsinom

Daha önce transitional hücre karsinomu olarak isimlendirilen ürotelyal karsinom, mesanenin iç kısmını oluşturan hücrelerde ortaya çıkar. Mesaneniz dolduğunda ürotelyal hücreler genişler ve mesaneniz boş olduğunda daralır. Bu hücreler, üreterlerin ve üretranın iç kısmını oluşturur ve tümörler de bu yerlerde oluşabilir. Ürotelyal karsinom en sık görülen mesane kanseri türüdür.

Skuamöz hücre karsinoması

Skuamöz hücreli karsinom, örneğin bir enfeksiyondan veya uzun süreli bir idrar sondası kullanımından dolayı mesanenin kronik irritasyonu ile ilişkilidir.

Adenokarsinom

Adenokarsinom, mesanede mukus salgılayan bezleri oluşturan hücrelerde başlar. Adenokarsinomu da nadir görülür.

Bazı mesane kanserleri, birden fazla hücre tipini de içerebilir.

Mesane Kanserinin Evreleri (Yayılımı) Nasıl Belirlenir?

Mesane kanseri olduğunuzun teyit edilmesinden sonra, doktorunuz kanserinizin lenf düğümlerinize veya vücudunuzun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığını belirlemek için ek testler önerebilir.

Testler aşağıdakileri içerebilir:

  • BT taramaları
  • MRG (Manyetik Rezonans Görüntüleme)
  • Kemik taraması
  • Göğüs röntgeni

Doktorunuz, kanserinizin evresini belirlemek için bu işlemlerden gelen bilgileri kullanır. Mesane kanserinin evreleri, 0 dan IV’e kadarki Roma rakamları ile ifade edilir. En düşük evreler, mesanenin iç katmanlarıyla sınırlı olan ve mesane duvarının kas katmanını etkileyecek kadar gelişmemiş kanseri işaret eder. En yüksek evre – evre IV- kanserin lenf düğümlerine veya vücudun uzaktaki organlarına yayıldığını ifade eder.

Kanser evreleme sistemi gelişmeye devam etmekte ve doktorlar kanser teşhis ve tedavilerini geliştirdikçe daha karmaşık hale gelmektedir. Doktorunuz sizin için doğru olan tedavileri seçmek için kanser evresini kullanır.

Mesane Kanseri Tedavisi    

Mesane kanseri için, tek başına veya birbirleriyle kombinasyon halinde kullanılan farklı tedavi seçenekleri mevcuttur. Mesane kanseri birçok şekil alır ve prognozu değişir. Bu nedenle, bir patolog tarafından gerçekleştirilen doğru evreleme ve histopatolojik sınıflandırma, tedavi seçimine göre önem kazanır.

Eğer tümör yüzeysel ise, mesane mukozasından mesanenin kas dokusuna yayılmamışsa, mesanenin transüretral rezeksiyonu (TURB) ile tedavi edilir. İdrar yolu ile mesaneye bir sitokop yerleştirilir ve tümör kazınır ya da yakılır.

Kanser mesanenin kas dokusuna yayıldıysa veya bunun riski varsa, radikal cerrahi seçilebilir. Bu, mesanenin kısmi veya tamamen çıkarılması ve prostatın çıkarılması anlamına gelir. Operasyondan sonra idrarın yapılmasını sağlamak için iki alternatif vardır. Bir ürostomi, idrarın bir stoma yoluyla bir ürostomi poşetine toplanması anlamına gelir. Bir başka alternatif, yedek mesane oluşturmak için bağırsağın bir kısmını kullanmaktır.

Devamı

Kanserin tipine bağlı olarak, tümörün boyutu ve olası metastazlar, radyoterapi ve intravenöz kemoterapi de gerekli olabilir. Kemoradyoterapi geleneksel cerrahi kadar başarılı olabilir.

Bir erkek hastanın prostatı normal olarak ameliyatta çıkarılır, ancak üretra genellikle korunur. Bir bayan hastanın üretrası çıkarılır ve genellikle rahim ve adneks de çıkarılır. Cerrahi tedavi mümkün değilse, hastanın fiziksel durumu veya tümörün yeri gibi nedenlerle, kanser radyoterapi ile tedavi edilir.

Tanı anında, küçük bir azınlıkta metastaz bulunur. Bu durumda, mesane çıkarma işlemini gerçekleştirmeme kararı alınabilir ve hasta radyoterapi veya kemoterapiye yönlendirilir. Metastazlanmış kanserlerde, radyoterapi, ağrı, akıntı, büyük bir tümör veya idrar yolu tıkanıklığının neden olduğu semptomları hafifletmek için palyatif tedavi olarak uygulanabilir. Metastatik bir kanser kemoterapi ile tedavi edilir.

Sistit

Sistit Nedir?

İdrar yollarının iltihaplanması anlamına gelen sistit, idrar yolları ve üreme sisteminde en sık görülen hastalıklardan biridir. Görülme oranı kadınlarda çok daha yüksek olan sistite, kadınların en az yüzde 20’si, yaşamları boyunca en az bir kez yakalanır.

Sistit Belirtileri Nelerdir?

  • İdrar yaparken yanma ve sızı(İdrar yaptıktan sonrada sürebilir),
  • Sık idrara çıkma,
  • Ağrının kasıklara ve makata yayılması,
  • Ateş,
  • Terleme,
  • Yorgunluk,
  • Kusma ve bulantı,
  • İdrarın bulanık, kötü kokulu olabilir.
  • Cinsel ilişki esnasında ağrı hissi olabilir.

Sistit Teşhisi Nasıl Konur?

Bir ürolog şikayetlerin tarifine ve testlere dayanarak teşhis koyabilir. Bu testler idrar analizleri, sistoskopi ve damar içi pylogram denilen özel bir röntgen çekimini kapsar. Bu tetkikler özellikle enfeksiyona zemin hazırlayan faktörleri araştırmak için yapılır. Enfeksiyona neden olan bakteriyi tanımlayabilmek için de idrar kültürü gerekebilir. Sistit hemen ve uygun şekilde tedavi edilirse önemli bir hastalık değildir. Sistit ve altında yatan neden tedavi edilmezse, kronik ve insanı zayıf düşüren bir şekle girer.

Sistit Nedenleri Nelerdir?

Normalde bakteriler; üreme organları ve anüs bölgesinde yaşamaktadırlar. Bazen bu bakteriler alt idrar yollarını aşarak mesaneye ulaşırlar. Mesaneye ulaşan bakteriler işeme ile dışarı atılırlar. Ancak mesaneye gelen bakteri sayısı atılandan fazla ise mesanede ve daha sonraki aşamada böbreklerde iltihaplanmaya yol açarlar.

Bulaşma cinsel birleşme esnasında veya genital temizliğin az olduğu durumlarda oluşabileceği gibi uzun süre idrar tutulması, idrar yollarını daraltıcı hastalıklar, menopozda düşük östrojen seviyesi nedeniyle de oluşabilir.

Kadınlarda üretra erkeklerinkinden çok daha kısa olduğu için dış ortamdan bakterilerin mesaneye ulaşması daha kolaydır. Bu nedenle kadınlarda sistitlerin görülme oranı çok daha fazladır. Kadınların en az yüzde 20’si yaşamları boyunca bir kez sistite yakalanırlar.

Sistitin en sık rastlanılan sebebi Escherichia coli ( E.coli, koli basili) adlı mikroorganizmadır. Bu bakteri kalın barsaklarda normal olarak bulunabilir ve cinsel ilişki ile mesaneye ulaşabilir.

Sistit Tedavisi Nasıldır?

Sistitler antibiyotikler ile tedavi edilir. Tedaviye başlamadan önce idrar kültürü ve antibiyogram için örnek alınmalı, sonuçlar çıkıncaya kadar idrar yolları enfeksiyonlarında etkili antibiyotikler kullanılmalı, antibiyogram sonuçlarına göre gerekirse bu ilaçlar değiştirilmelidir. Kronik enfeksiyonlarda tedavi uzayabilir.

İdrar Kaçırma

İdrar Kaçırma Nedir?

İdrar kaçırma her türlü kontrol edilemeyen ve istenmeyen idrar tutamama durumudur. Eğer bu durum düzenli olarak tekrarlarsa tıbbi bir sorun olarak kabul edilir. Kadınlar, erkeklere göre idrar kaçırma sorunlarından daha fazla şikâyetçi olurlar.

Birçok hasta doktorlarıyla idrar kaçırma durumunu konuşmaktan rahatsızlık duydukları için tedavisiz kalmaktadır.

İdrar Kaçırmanın Nedenleri

İdrar kaçırmanın en sık nedenleri:

  • Hormon eksikliği
  • Pelvik taban kaslarının zayıflığı
  • Nörolojik hastalıklara bağlı idrar kaçırma
  • İdrar yolu enfeksiyonu
  • Prostat büyümesi

Yaygın risk faktörleri:

  • Geçirilmiş pelvik ameliyatlar
  • Geçirilmiş prostat ameliyatları
  • Doğum
  • Menopoz

İdrar kaçırma artmış yaşla birlikte daha fazla görülür hale gelir. Fakat yaşlanmanın normal bir süreci değildir.

Kaç Tip İdrar Kaçırma Var    

3 tip idrar kaçırma problemi görülür.

Basınca bağlı: Öksürürken, hapşırırken, egzersiz yaparken, spor yaparken idrar kaçırma

Sıkışma tipi: İdrar torbasının ani kasılmasına bağlı olarak meydana gelen idrar kaçırma

Taşma tipi: İdrar torbasının duyarlılığının azalması ya da sinirsel yaralanmalara bağlı olarak hastanın idrarının geldiğinin fark etmemesi ve buna bağlı olarak da idrarını kaçırma

İdrar Kaçırma Nasıl Teşhis Edilir?

Öncelikle hastadan detaylı öykü alınır. İdrar kaçırmayı başlatan durumlar ve idrar kaçırmanın şekli ve sıklığı öğrenilir. Hastaya; kan şekeri, idrar tahlili ve idrar kültürü, ultrason ve ürodinami istenebilir. Altta yatan başka neden düşünülüyorsa onunla ilgili tetkikler yapılır.

İdrar Kaçırma Nasıl Tedavi Edilir?

Hastada aşırı kilo varsa uygun diyet ve egzersiz programı ile zayıflaması sağlanır. Sebep kabızlık ise diyeti düzenlenir ve ilaç tedavisi verilir. Kontrolsüz şeker hastalığı sebebi ise hastanın ilaçları ve diyeti düzenlenir. Aşırı sıvı alımı önlenir. Aşırı sigara ve alkol kullanan hastalardan bunları azaltmaları istenir. İdrar yolu enfeksiyonları uygun antibiyotiklerle tedavi edilir. Mesane ve pelvik kasları güçlendirici egzersizler tavsiye edilir. Bu egzersizler idrar yaparken idrarın tutulması ve bırakılması prensibine dayanır.

İdrar tutamama durumlarında kullanılan ilaç tedavileri de vardır. Bunlar üroloji hekimleri tarafından uygun hastalara verilirler. Eğer idrar kaçırma prostat büyümesi, mesane sarkması gibi bir durumdan kaynaklanıyorsa cerrahi düşünülebilir.

İdrar kaçırma probleminiz varsa bir üroloji hekimi ile görüşmeniz çok önemlidir. Problem tedavi edilmezse ciltte kızarıklık ve enfeksiyonlara neden olabilir. İdrar kaçırma bazı hastalıkların habercisi de olabilir. Ayrıca idrar kaçırma kişinin öz saygısını azaltır, utanç duygusu yaratır. Bu nedenle bile hastalar hekime geç başvurabilirler. Hekiminiz detaylı bir öykü ve fizik muayeneden sonra gerekli tetkikleri isteyecek; size faydalı olacak tedavi yöntemini uygulayacaktır.

Böbrek Yetmezliği

Böbrek Yetmezliği Nedir?

Çeşitli hastalıklara bağlı olarak böbreklerin görevlerini kısmen veya tamamen yapamaz hale gelmesine böbrek yetmezliği denir.

Böbrek Yetmezliği Çeşitleri  

Böbrek yetmezliği nedenlerine göre 5 ana kategoriye ayrılır:

1) Akut Prerenal Böbrek Yetmezliği: Akut prerenal böbrek yetmezliği böbreklere doğru olan kan akışının azalması durumunda yaşanır. Kan akışı yetersiz olduğu için böbrekler kanı tam anlamıyla filtreleyemez. Bu tip böbrek yetmezliği genellikle kan akışını etkileyen durumun düzeltilmesiyle birlikte tedavi edilebilir.

2) Akut İçsel Böbrek Yetmezliği: Akut içsel böbrek yetmezliği direkt böbrekleri etkileyen travmalar neticesinde görülür. Kazalar, böbreklere alınan darbeler, toksin yüklenmesi, böbreklere yeterince oksijen gitmemesi, aşırı kan kaybı, böbrek enfeksiyonları içsel böbrek yetmezliği nedenleri arasındadır.

3) Kronik Prerenal Böbrek Yetmezliği: Akut prerenal böbrek yetmezliği tedavi edilmediğinde ve böbrekler kanı temizleyemediğinde durum akut içsel böbrek yetmezliğine dönüşür. Bu durumda böbrekler küçülmeye başlar ve fonksiyonunu yavaş yavaş kaybeder.

4) Kronik İçsel Böbrek Yetmezliği: Böbreklere alınan darbeler, travmalar ve tedavi edilmeyen böbrek enfeksiyonları akut içsel böbrek yetmezliğinin kronik içsel böbrek yetmezliğine dönüşmesine neden olur.

5) Kronik Postrenal Böbrek Yetmezliği: Bu tip böbrek yetmezliği idrar yollarının uzun süre tıkalı kalması ve idrarın vücuttan tam olarak atılamaması neticesinde oluşur.

Akut Böbrek Yetmezliği Nedenleri

  • Gebelik zehirlenmesi
  • Sağlıksız şekilde yapılan düşükler
  • Kalp yetmezliği
  • Böbrek hastalıkları
  • İdrar yollarında tıkanıklık
  • Uzun süreli kullanılan bazı ilaçlar
  • Büyük ve ciddi ameliyatlar
  • Kan akışının azalması

Kronik Böbrek Yetmezliği Nedenleri

  • Şeker hastalığı

  • Yüksek tansiyon
  • Böbrek kisti
  • Böbrek iltihabı
  • Vezikoüreteral reflü

Böbrek Yetmezliği Teşhisi Nasıl Konur?

Doktorunuz dikkatinizi çeken belirtilerin neler olduğunu öğrendikten sonra fiziksel muayene yapacaktır. Gün içinde ne kadar idrar yaptığınızı ve idrara çıktığınızda herhangi bir sorun yaşayıp yaşamadığınızı sorabilir.

Böbrek yetmezliği teşhisinin tam konulabilmesi için çeşitli testler ve prosedürler kullanılır. İdrar ve kan testleri böbreklerin fonksiyonunu tam olarak yapıp yapmadığının belirlenmesi için doktorunuza yardımcı olacaktır.

Böbreklerin boyutlarında herhangi bir değişiklik olup olmadığının görülebilmesi için ultrason ve/veya CT taraması gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.

Bazı durumlarda böbrek biyopsisi yapılması gerekebilir.

Böbrek Yetmezliği Tedavisi

Akut ve kronik olarak ikiye ayrılan böbrek yetmezliğinin tedavilerileri de farklıdır. Öncelikle mutlaka doktor kontrolünde ve denetiminde olması gereken tedavi, hastalığa neden olan unsurlara göre değişkenlik göstermektedir. Tedavide dikkat edilmesi gereken önemli unsurlardan bir diğeri ise kan basıncı düşük ise kontrol altına alınmasıdır. Bunun yanı sıra ilaç tedavisinin haricinde beslenme düzeni ile tedavi mutlaka desteklenmelidir. Böbrek yetmezliği tedavisinde erken teşhis oldukça önemlidir. Aksi halde ilerleyen ve kalıcı hale gelen böbrek yetmezliğinde diyaliz ve böbrek nakli gibi tedaviler uygulanabilir.

Addison Hastalığı (Hipoadenokortisizm)

Addison Hastalığı Nedir?

Addison hastalığı böbrek üstü kabuğunun hasar görmesiyle ve böbrek üstü bezlerinin kortizol ve aldosteron adlı steroid hormonlarını yeteri kadar üretememesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.

Addison Hastalığı Neden Olur?

Addison hastalığının iki tür çeşidi vardır:

Birincil böbrek üstü bezi yetmezliği ve ikincil böbrek üstü bezi yetmezliği. Birincil böbrek üstü bezi yetmezliğin yaklaşık % 70’i otoimmün bir sürece bağlıdır. Böbrek üstü bezi hasarı, tüberküloz, çeşitli bakteri, virüs ve mantar enfeksiyonları, böbrek üstü bezi kanaması ve kanserin böbrek üstü bezlerine metastazı gibi gibi başka nedenler de birincil böbrek üstü bezi yetmezliğine neden olabilir.

İkincil böbrek üstü bezi yetersizliği ise hipofiz hormonu ACTH (adrenokortikotropik hormon) üretiminde azalmaya bağlı olarak ortaya çıkar. Hipofiz tümörü veya başka bir nedene bağlı olarak yaşanan ACTH eksikliğinde kortizol üretimi uyarılmaz. İkincil böbrek üstü bezi yetersizliğinde aldosteron üretimi genellikle etkilenmez.

Adrenal Yetmezliği Belirtileri Nelerdir?

Adrenal yetmezliği (Addison hastalığı) olan kişilerde birçok belirti görülmektedir. Genel olarak belirtileri şu şekildedir:

  • Kronik yorgunluk ve kaslarda zayıflık
  • Deri pigmentleşmesinde artış (deri daha koyu hale gelir)
  • Kilo kaybı, iştah azalması ve sindirim zorluğu
  • Kalp atışlarında ve kan basıncında azalma
  • Düşük kan şekeri
  • Bayılma
  • Ağız bölgesinde ağrılar
  • Tuz isteği
  • Bulantı
  • Kusma
  • Sinirlilik ve depresyon
  • Stresle mücadelede zorlanma
  • Sıcak ve soğuğa karşı hassasiyetin artması

Adrenal Yetmezliğin Teşhisi Nasıl Yapılır?

Adrenal yetmezliği olan kişiler, belirtilerinden hastalığı anlamayabilir. Bu nedenle rahatsızlık ilerleyebilmektedir. Adrenal yetmezliğini diğer hastalıklardan ayıran belirgin semptomlar şunlar:

  • Belde, karın bölgesinde veya bacaklarda ani gelişen şiddetli ağrılar
  • Şiddetli kusma ve ishali takiben aşırı sıvı kaybı
  • Hızla düşen kan basıncı
  • Bilincin kaybolması
  • Böbreklerin görevini yapamaz hale gelmesi

Bu belirti ve semptomların görüldüğü kişiler derhal doktora başvurmalıdır. Doktor belirti ve semptomları sorduktan sonra fiziksel olarak test uygular. Potasyum ve sodyum seviyelerini ölçer. Ayrıca hormon seviyelerini de tespit etmektedir.

Addison Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Adrenal yetmezlik, vücut için işlevsel hormonların yokluğuna neden olduğundan Addison hastalığı tedavisi için doktorlar genellikle hormon replasmanı uygularlar. Bu, bir veya iki kez günlük olarak, bir steroid hormon olan hidrokortizon tabletleri ile yapılır. Gerekirse, aldosteron, günde bir kez oral olarak alınan sentetik bir steroid, fludrokortizon asetat ile değiştirilebilir.

Bu ilaçlar özellikle stres, enfeksiyon, cerrahi veya yaralanma zamanlarında artırılmalıdır. Hormon tedavisi genellikle başarılı sonuç verir. Tedavi başarıya ulaştığında Addison hastalığı olan kişiler oldukça normal bir yaşam sürebilirler. Bununla birlikte, her zaman bir doktor uyarı bileziği ve acil kimlik kartı taşımaları ve iş veya okulda küçük bir ilaç kaynağı tutmaları önerilir.

Böbrek Taşı

Böbrek Taşı Nedir?

Böbrek taşları, böbrek kanalları içerisinde oluşan mineral içerikli sert kitlelerdir.

Taşların oluş nedeni ve mekanizması bilinmemektedir.

Taşlar, doğuştan idrar yollarında anomali bulunan, ailesinde böbrek taşı hikayesi olan, sistemik hastalıktan (gut vb.) muzdarip kişilerde sık görülür.

Böbrek Taşlarının Görülme Sıklığı Nedir?

Böbrek taşları erkeklerde kadınlara oranla 3 kat fazla olacak şekilde oldukça sık görülür.

Böbrek Taşı Oluşumunu Arttıran Durumlar Nelerdir?

Sık geçirilen idrar yolu enfeksiyonları, sistinüri gibi böbrek hastalıkları, gut gibi sistemik hastalıklar böbrek taşı oluşumunu arttırır. Kronik bağırsak iltihabında da böbrek taşı oluşumu sıktır.

Hastalıklardan başka; gün içerisinde yeterince sıvı almamak, ailede taş hikâyesi, 30-50 yaş aralığında olmak, hareketsiz hayat tarzı taş oluşumunu arttıran faktörlerdir.

Böbrek Taşı Belirtileri Nelerdir?

  • Şiddetli böğür – yan ağrısı
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • İdrarda kan görülmesi (mikroskopik olabilir) genel belirtilerdir.

Böbrek Taşı Tanısı Nasıl Konur?

Böbrek taşının tanısında görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar tetkiklerinden yararlanılır.

Taşın saptanabilmesi için direkt röntgen grafi veya ultrasonografiden yararlanılır.

Görülemediği durumda bilgisayarlı tomografi istenir ve bu yöntem kesin tanıyı verir.

Böbrek Taşı Tedavisi Nasıl Yapılır?

5 mm’ye kadar olan böbrek taşı tedavisi taşın küçük olması nedeniyle ağrı kesici, antispazmodik ilaçlar ve bol sıvı alımı ile yapılır. Bu yöntemlerle taş kendiliğinden düşebilir.

5 mm’den büyük olan böbrek taşı tedavisi ise ESWL (Vücut dışından şok dalgaları ile taş kırma) ile kırılarak ve idrarla atılmaları sağlanarak yapılır.

PNL (Perkütan Nefrolitotomi): Endoskopik (kapalı) bir ameliyat olan PNL yöntemi, 2 cm’den büyük ve ESWL ile kırılamayan böbrek taşı tedavisi için uygulanır. Hastaya genel anestezi altında bel bölgesinden 1 cm’lik kesi yapılır. Bu kesiden girilerek taşlar ya bütün halinde ya da kırılarak çıkarılır. Bu yöntemde taşların kırılması pnömatik, ultrasonik veya lazer taş kırıcılar ile parçalanırlar.

URS (Üretoroskop): Üreter kanalı içerisindeki taşlar düşmez ya da ESWL ile kırılmazsa, idrar yolundan üreteroskop cihazı ile girilerek kırılır ve tedavi edillir. Üreteroskoplar 2,5-3 mm çapında, içlerinde görüntüyü sağlayan bir mercek bulunan cihazlardır. Hastalar tedavi sonrası aynı gün içinde eve taburcu edilirler.

İdrar Kanalı Darlığı

Enfeksiyon veya darbe gibi nedenlerle oluşabilen idrar kanalı darlığı, hastaları oldukça mağdur eden bir durumdur. İdrar yapmada zorluk veya ağrı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık farklı yöntemlerle kolayca tedavi edilebiliyor.

İdrar Kanalı Darlığı Nedir, Belirtileri Nelerdir?

İdrar kesesinin dışarı bağlantısı ve idrar kanallarının son bölümü olan üretra herhangi bir nedenle zarar görürse kanalın genişliğini azaltan bir yara dokusu oluşabilir ve bu durum idrar ve/veya meninin akışını yavaşlatabilir veya bazı durumlarda tamamen engelleyebilir.

Üretra dediğimiz bu idrar kanalındaki darlıklar hastalarda kendini,

  • İdrar akımında yavaşlama
  • İdrar yaparken ağrı
  • İdrarın çatallanması ve saçılması
  • İdrar yaptıktan sonra damlama ile gösterebilir.

İdrar Kanalı Darlığının Nedenleri

İdrar kanalındaki bu darlıkların en sık nedeni geçirilmiş enfeksiyonlardır. Bunun yanında idrar kanalından gerçekleştirilen sonda takılması gibi girişimler ve ameliyatlar ile dışarıdan alınan darbeler de idrar kanalında nedbe oluşumuna ve dolayısıyla darlıklara neden olabilir.

İdrar Kanalı Darlığı Nasıl Teşhis Edilir?

Bu darlıktan şüphelenilen hastalarda teşhise yönelik ilk tetkik idrar akım hızının bilgisayarlı ölçülmesi olan üroflowmetridir. Bu tetkikte elde edilen sonuca göre hasta retrograd üretrografi görüntülemesine yönlendirilebilir. Bu görüntüleme yönteminde idrar kanalı x-ışınları altında opak olarak görüntü veren kontrastlı madde ile doldurularak floroskopi altında idrar kanalının yapısını ortaya konur.

Tedavi Çeşitleri

1) Üretrotomi intern

Halk arasında “kapalı ameliyat” olarak bilinen üretrotomi intern, ucunda kamera ve ışık kaynağı bulunan özel cihazlar ile idrar deliğinden girilerek darlık noktasına kadar ilerlenmesi ve bu noktada darlığın direkt görüş altında soğuk bıçak ile kesilerek açılmasını içerir. Ameliyat sonrası hasta için ağrısız ve oldukça basit bir girişim olması nedeniyle çok ileri derecede olmayan idrar kanalı darlıklarında genellikle ilk tercihtir.

Genel anestezi veya spinal anestezi altında gerçekleştirilen bu işlem darlığın tipine göre ortalama 20 dakika ile 1 saat arasında sürmektedir. Hastaya ameliyat sırasında idrar sondası takılmakta ve hasta genellikle aynı gün içinde taburcu edilmektedir. Ameliyat sonrası kullanmanız için antibiyotik ve ağrı kesici verilecektir. İdrar sondası yaklaşık olarak 3 gün sonra alınmaktadır.

Darlığın nüks etmesini engellemek umuduyla idrar sondasının 6 haftaya kadar uzayan sürelerde tutulması denenmiş fakat sondanın bu kadar uzun kalmasının 3 gün kalmasına oranla belirgin bir fark yaratmamış olduğu bilimsel yayınlarla gösterilmiştir. Takip eden günde işlerinize ve hayatınıza geri dönebilmenize rağmen ağır spor ve cinsel ilişkiden operasyondan sonraki iki hafta süre ile uzak durmanız uygun olacaktır.

İşlemin basitliği göz önüne alındığında 1 cm’den kısa darlıklarda tüm hastalara ilk tedavi seçeneği olarak üretrotomi intern ameliyatı önerilmektedir. Eğer hastada darlık tekrarlarsa ikinci üretrotomi intern girişimi ile başarıyı arttırmak mümkün olmadığından diğer tedavi seçeneklerine tavsiye edilmektedir.

2) Üretrar dilatasyon

Doktor tarafından veya hastanın kendi kendine gerçekleştirdiği idrar kanalının bir sert sonda veya buji ile düzenli genişletilmesine dayanan üretral dilatasyon bir dönem özellikle üretrotomi sonrası darlıkların tekrarlamaması için yaygın olarak kullanılmaktaydı. Son çalışmalar göstermiştir ki bu uygulama haftada iki defa ve 1 sene boyunca uygulansa bile darlığın yeniden oluşmasını engelleyememekte ve sadece darlığın gelişmesine kadar geçen süreyi uzatabilmektedir.

Üretral dilatasyon içinde lokal anestezik madde bulunan özel jeller yardımı ile poliklinik şartlarında veya evde gerçekleştirilir. Hasta dilatasyondan hemen sonra gündelik aktivitesine geri dönebilir ve herhangi bir ilaç kullanması gerekmez.

3) Üretral stentler

Üretral stentler hem görünüş hem de fonksiyon olarak kalp stentlerine benzerler. Amaç idrar kanalında oluşan darlığa içeriden yerleştirilen genişleyebilir bir kafes yapı ile idrarın geçmesini sağlayacak bir kanal yaratmaktır. Bu işlem genellikle daha kısa ve derinliği az darlıklarda etkindir. Unutulmaması gereken nokta bu darlıkların aynı zamanda internal üretrotomi ve açık cerrahi ile de en kolay tedavi edilebilir darlıklar olmasıdır.

Stent uygulaması genellikle rejyonel anestezi altında gerçekleştirilmesine rağmen sedasyon ile desteklenmiş lokal anestezi ile de uygulanabilir. İşlem yaklaşık olarak 30 dakika sürmektedir ve hastaya işlem sonrası genellikle idrar sondası takılmamaktadır. Hasta operasyondan sonra birkaç saat dinlenip taburcu olmaktadır.

4) Açık cerrahi

Açık cerrahi diğer hiçbir tedavi yönteminin sunamadığı %85 gibi yüksek bir başarıya sahiptir. Açık cerrahide amaç idrar kanalının darlığa yol açan bölümünün çıkarılması ve sağlam uçların tekrar birbiri ile birleştirilmesine dayanır. Bu tedavi sırasında eğer idrar kanalında olan darlık çok uzunsa sağlam uçlar bir araya getirilemeyecek kadar birbirinden uzak kalabilir.

Böyle bir durumda vücudun başka bir noktasından alınacak yama ile arada kalan boşluğun kapatılması yoluna gidilir. Bunun için günümüzde en çok kullanılan materyal ağız içini kaplayan cilt olan “mukoza”yken, cilt, tunica albuginea, tensor fascia lata gibi farklı yama materyalleri de kullanılabilir.

Açık cerrahi genel anestezi veya spinal anestezi altında gerçekleştirilebilir. Operasyon darlığın yeri ve uzunluğuna göre 1 ila 2,5 saat arasında sürer. Ameliyat sonrası genellikle bir gece hastanede konaklamanız istenir. Taburcu edilirken ağrı kesici ve antibiyotik verilecektir. Ameliyat sırasında takılmış olan idrar sondası darlığın onarım şekline göre 10 ila 21 gün sonra alınacaktır. Yaklaşık 4 gün sonra sondanız ile günlük rutininizi takip edecek duruma geleceksiniz.

Prostat Hastalıkları

Prostat, erkeklerde bulunan, yaklaşık olarak bir ceviz büyüklüğünde, mesanenin altında yerleşmiş, üreme faaliyetleri için çeşitli salgılar üreten bir salgı organıdır. Prostat Büyümesi ya da diğer adıyla Benign Prostat Hiperplazisi (BPH), halk arasında iyi huylu prostat büyümesi olarak bilinen bir hastalıktır.

Yapılan çalışmalarda 50 yaşındaki erkeklerin %25’inde, 80 yaşındaki erkeklerin ise %90’ında iyi huylu prostat büyümesinin görüldüğü bildirilmektedir.

Nedenleri

Prostat büyümesinin kesin nedeni bilinmemekle beraber en iyi bilinen sebep yaşlanmadır. Prostat büyümesinde genetik faktörlerin de etkili olduğu gösterilmiş, ailesinde prostat büyümesi öyküsü olanlarda daha sıklıkla görüldüğü ispatlanmıştır

Ayrıca bazı çevresel faktörler ve beslenme ile ilişkisi üzerinde çalışmalar yapılsa da tatmin edici net sonuçlar alınamamıştır.

Özellikle son yıllarda obezite ile prostat büyümesi arasındaki ilişkiyi göstermeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Buna göre artmış vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi ve göbek çevresi ile prostat boyutundaki artışın ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Belirtiler

Prostat büyürken idrar yolunu tıkayarak idrar akışını engellemeye baslar. Tıkanıklığın derecesine bağlı olarak hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikayetler görülür.

Prostat büyümesinin belirtileri şunlardır:

  • İdrar akım şiddetinin azalması,
  • İdrarı başlatmakta güçlük yaşanması,
  • İdrar yaparken kesinti olması,
  • İdrarı tam boşaltamama hissi,
  • Sık sık idrara çıkma hissi,
  • Ani sıkışma atakları,
  • İdrar kaçırma,
  • İdrarda çatallanma ve gece idrara çıkma.

Tanı Yöntemleri

Yukarıdaki şikayetlere sahip hastalar Benign Prostat Hiperplazisi – BPH açısından tetkik edilmelidir. PSA (Prostat spesifik antijen) tahlili, idrar tahlili ve rektal muayene ile gerekirse ilave tetkik yöntemleriyle prostattaki büyümenin iyi huylu olduğu kesin olarak ortaya koyulmalıdır.

Bunlarda bir anormallik yoksa hasta prostat büyümesi olarak kabul edilir. Prostat büyümesinin derecesini ortaya koymak adına da Ultrasonografi (USG) ve Üroflowmetri yapılır.

Tedavi Yöntemleri

Prostat büyümesi durumunda genellikle mesane tam olarak boşaltılamadığından içeride kalan idrar, tekrarlayan enfeksiyonlara ve böbrek fonksiyonlarında kalıcı bozulmaya yol açabilmektedir.

Aynı zamanda prostat büyümesi sebebiyle görülen şikayetler, hastaların hayat kalitesini oldukça düşürmektedir. “Prostat büyümesi tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.”

Prostat büyümesinde (BPH) ilaç tedavisine yanıt vermeyen, ilaç tedavisine başlangıçta yanıt veren anca zamanla ilacın yetersiz hale geldiği ve yan etkileri sebebiyle ilaç kullanamayan hastalara prostat ameliyatıyla tedavi uygulanabilir.

Ayrıca prostat büyümesine bağlı olarak; mesanesinde taşı olan, idrar yolundan tekrarlayan kanamaları olan, sık idrar yolu iltihabı geçiren ve idrarını hiç boşaltamayan hastalarda da prostat ameliyatı ile tedavi planlanmalıdır.

Prostat ameliyatı yöntemi belirlemede hastanın yaşı, kullandığı ilaçlar, ek hastalıkları ve prostat büyüklüğü dikkate alınır.

Prostat büyümesi tedavisinde kullanılan yöntemleri şunlardır

  • Medikal (İlaçla) Tedavi
  • Prostat Ameliyatı
  • Klasik Cerrahi Yöntemler
  • Lazerli Cerrahi Yöntemler

Prostat büyümesinin tedavisinde prostat ilaçları kullanılabilir. Bu ilaçların, her ilaç kullanımında olduğu bazı yan etkileri vardır. Bunun yanı sıra ilaç tedavisine başlanan hastaların bir kısmında ilerleyen dönemde ilaç tedavisinin yetersiz kalması sebebiyle prostat ameliyatı gerektiği gözlemlenmiştir.

Açık Prostatektomi

Prostat büyüklüğü 100 gr. ve üzeri olan hastalarda ise açık prostat ameliyatı uygulanabilmektedir. Bu ameliyatta hastanın cilt ve cilt altı dokularıyla birlikte idrar torbası da açılır ve parmak yardımıyla prostat çıkarılır.

Bu ameliyat esnasında kanama oranları oldukça yüksek olduğundan sıklıkla kan desteği gerekebilmektedir. İşlem sonrası hastanın en az 1 hafta sondalı kalması gerekmektedir. Ayrıca hastanede kalış süresi diğer yöntemlere göre daha uzundur.

Ürolojide lazerin kullanılmaya başlaması ile birlikte prostat cerrahisinde de lazer kullanılarak cerrahi operasyonlar yapılmaya başlanmıştır.

 

Hemoroid Nedir, Nasıl Oluşur?

Paylaş
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp
Share on email

Küçük dokunuşlar, büyük farklar ...
Aklında tut; Meme Estetiği, Botoks Enjeksiyonu, Çene Estetiği, Dudak ve Yüz Dolgusu, Karın Sıkılaştırma, Kozmetik Cerrahi, Burun Estetiği, Kol Germe, Göz Altı Morlukları gibi küçük dokunuşlar yaşam kalitenizde büyük farklılıklar yaratır.

Doktorunuza Sor..

Formu doldurun ve neyle ilgilendiğinizi bize bildirin.
Turkey Istanbul Medical Logo

Mükemmelliğe kendimizi adadık

Hastalarımıza tedavi için ihtiyaç duydukları bilgileri ve faydalı tıbbi tavsiyeleri veriyoruz ve gerekli işlemleri yürütmede kararlar alıyoruz, Ameliyat olsun ya da olmasın. Sertifikalı doktorlarımız hastalarımıza hizmet vermeye adamıştır.

MON-FRI10:00 – 20:00
Saturday10:00 – 17:00
Sunday12:00 – 17:00

TIM LLC .Licence No: A – 7042
Inonu Mh. Cumhuriyet Cd. No : 105/1 
Şişli / ISTANBUL / TURKEY